Dilara Pınar Arıç
Köşe Yazarı
Dilara Pınar Arıç
 

Fuzuli'nin Maz mı Redifli Gazeli Üzerine

Dilara Pınar ARIÇ Beni cândan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı (Beni canımdan usandırdı, eziyetten sevgili usanmaz mı? Ahımın dumanından dünya yandı, muradımın mumu yanmaz mı?) Sevgili aşığını canından bezdirmektedir. Ancak eziyet etmekten usanmamaktadır. İstifham söz konusudur. Sevgilinin eziyetinden dolayı aşık canından bezmiştir. Aşığın ahı duman gibi göklere yükselmektedir. Şem’ mum demektir. Muradımın dileğimin mumu yanmaz mı? Yani eziyetten yıldım ama sevgili eziyet etmekten yorulmadı, Ahım göklere ulaştı, yine de sevgiliye kavuşamadım demektedir. Kamu bîmârına cânân devâ-yi derd ider ihsân Niçin kılmaz mana dermân meni bîmâr sanmaz mı (Tüm hastalığına sevgili derdinin devasını güzellikle vermektedir. Bana neden derman vermez, beni hasta değil mi sanır?) Cümle hastalığa sevgili deva sunmaktadır. Tüm hastalıklara çare bulmaktadır. Dermanı güzellikle vermektedir. Niçin bana çare bulamaz, beni hasta değil mi sanmaktadır diye istifham etmektedir. Çare sevgilidedir. Tüm hastalıklara çare var da bana neden çare bulmaz denmektedir. Aşık hastalıktan yataklara düşmektedir. Ancak sevgili bunu umursamamaktadır. Gamım pinhân dutardum ben dediler yâre kıl rûşen Desem ol bî-vefâ bilmen inanur mı inanmaz mı (Sıkıntımı gizli tutardım ben, bana dediler sevgiliye parlak kılsın diye; söylesem o vefasız inanır mı inanmaz mı?) Pinhan gizli demektir. Aşık sıkıntısını gizli tutmaktadır. Sevgiliye söylesin sıkıntısını denmektedir. Sıkıntımı söylesem o vefasız sevgili bana inanır mı inanmaz mı demektedir. Yani aşık sıkıntısını anlatmamakta gizli tutmaktadır. Söylesem sevgiliye ki vefasızdır, bana inanır mı inanmaz mı diye sormaktadır. İstifham ve tezat sanatı söz konusudur. Anlatsam derdimi sevgili anlar mı anlamaz mı denmektedir. Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım Uyayır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı (Ayrılık gecesi canım yanar ağlayan  gözlerim kan döker, halkı uyandırır inlemelerim, kara bahtım uyanmaz mı?) Şeb-i hicran ayrılık gecesi demektir. Aşık sevgilisinden ayrı kanlı göz yaşları dökmektedir. Aşığın içi yanmakta, kanlı göz yaşları dökmektedir. İnlemeleri halkı rahatsız edip uyandırmaktadır. Herkes uyanır kara bahtım uyanmaz yani sevgiliye kavuşamam demektedir. Ayrılık acısına direnmekte ve hüznünü kanlı yaşlar dökerek, canını yakarak sıkıntı çekmektedir. Herkes uyanır kara bahtım uyanmaz yani şans bana gülmez demektedir. Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su Habîbüm fasl-ı güldür bu akarsular bulanmaz mı (Gül yanaklarına karşı gözümden kanlı su akar. Ey Sevgili, gül mevsimidir bu akarsular bulanmaz mı?) Sevgilinin yanakları gül gibidir, Görünce aşık kanlı yaşlarla ağlamaktadır. Gözlerinden kanlı su yani yaş akmaktadır. Sevgiliye seslenmekte, gül mevsiminde akarsular aktığından kana bulanmaz mı diye sormaktadır. Gül mevsiminde akarsular çağlar. Aşığın gözlerinden akan kanlı su akarsuyu kana bulaşmaz mı diye sormakta istifham sanatına yer vermektedir. Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil Mana ta’n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı (Ben sana meyletmedim, sen aklımı helak ettin, beni kınayan gafil seni görünce utanmaz mı?) Aşık ben sana meyletmedim ama sen benim aklımı helake uğrattın demektedir. Aşığı kınayan gaflet içindeki insan sevgiliyi görünce utanmaz mı? O kınayan akıl sevgiliyi görünce kendinden utanır, demektedir. “mail, gafil, zail” kelimelerinde kafiye görülmektedir. Utanmaz mı kelime grubunda istifham söz konusudur. Aşık beni kınayan insan sevgiliye görünce kendinden utanır demektedir. Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı (Fuzuli, meczup bir rinddir, daima halka rezil olmuştur, Sorun bu  ne sevdadır, bu sevdadan usanmaz mı?) Fuzuli çılgın bir rind yani, meczup bir gönül ehlidir. Kalender-meşreptir. İbnü’l vakttir. Halka rezil rüsva olmuştur. Rind-meşrep bir karaktere sahiptir. Halkın ayıplamasından korkmamaktadır. Gönül ehli Allah aşkıyla dolu bir karaktere sahiptir. Bana hele sorun, bu ne sevdadır diye, Fuzuli bu sevdadan usanmaz mı diye belirtmektedir. Aşık kınanmaktan korkmamakta rind meşrep Allah aşığı olan bir yapıya sahiptir. Sonuç olarak, Fuzuli gazelleriyle müthiş edebi yapıtlar bırakmış, bizlere sanatından tattırmıştır. Harika beyitleriyle Fuzuli sultanü’ş-şuaradır. İncelemek müellifin sosyal hayata dair bilgi almamıza yardımcı olacaktır.
Ekleme Tarihi: 21 Kasım 2025 -Cuma

Fuzuli'nin Maz mı Redifli Gazeli Üzerine

Dilara Pınar ARIÇ

Beni cândan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı

(Beni canımdan usandırdı, eziyetten sevgili usanmaz mı? Ahımın dumanından dünya yandı, muradımın mumu yanmaz mı?)

Sevgili aşığını canından bezdirmektedir. Ancak eziyet etmekten usanmamaktadır. İstifham söz konusudur. Sevgilinin eziyetinden dolayı aşık canından bezmiştir. Aşığın ahı duman gibi göklere yükselmektedir. Şem’ mum demektir. Muradımın dileğimin mumu yanmaz mı? Yani eziyetten yıldım ama sevgili eziyet etmekten yorulmadı, Ahım göklere ulaştı, yine de sevgiliye kavuşamadım demektedir.

Kamu bîmârına cânân devâ-yi derd ider ihsân
Niçin kılmaz mana dermân meni bîmâr sanmaz mı

(Tüm hastalığına sevgili derdinin devasını güzellikle vermektedir. Bana neden derman vermez, beni hasta değil mi sanır?)

Cümle hastalığa sevgili deva sunmaktadır. Tüm hastalıklara çare bulmaktadır. Dermanı güzellikle vermektedir. Niçin bana çare bulamaz, beni hasta değil mi sanmaktadır diye istifham etmektedir. Çare sevgilidedir. Tüm hastalıklara çare var da bana neden çare bulmaz denmektedir. Aşık hastalıktan yataklara düşmektedir. Ancak sevgili bunu umursamamaktadır.

Gamım pinhân dutardum ben dediler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmen inanur mı inanmaz mı

(Sıkıntımı gizli tutardım ben, bana dediler sevgiliye parlak kılsın diye; söylesem o vefasız inanır mı inanmaz mı?)

Pinhan gizli demektir. Aşık sıkıntısını gizli tutmaktadır. Sevgiliye söylesin sıkıntısını denmektedir. Sıkıntımı söylesem o vefasız sevgili bana inanır mı inanmaz mı demektedir. Yani aşık sıkıntısını anlatmamakta gizli tutmaktadır. Söylesem sevgiliye ki vefasızdır, bana inanır mı inanmaz mı diye sormaktadır. İstifham ve tezat sanatı söz konusudur. Anlatsam derdimi sevgili anlar mı anlamaz mı denmektedir.

Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyayır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı

(Ayrılık gecesi canım yanar ağlayan  gözlerim kan döker, halkı uyandırır inlemelerim, kara bahtım uyanmaz mı?)

Şeb-i hicran ayrılık gecesi demektir. Aşık sevgilisinden ayrı kanlı göz yaşları dökmektedir. Aşığın içi yanmakta, kanlı göz yaşları dökmektedir. İnlemeleri halkı rahatsız edip uyandırmaktadır. Herkes uyanır kara bahtım uyanmaz yani sevgiliye kavuşamam demektedir. Ayrılık acısına direnmekte ve hüznünü kanlı yaşlar dökerek, canını yakarak sıkıntı çekmektedir. Herkes uyanır kara bahtım uyanmaz yani şans bana gülmez demektedir.

Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbüm fasl-ı güldür bu akarsular bulanmaz mı

(Gül yanaklarına karşı gözümden kanlı su akar. Ey Sevgili, gül mevsimidir bu akarsular bulanmaz mı?)

Sevgilinin yanakları gül gibidir, Görünce aşık kanlı yaşlarla ağlamaktadır. Gözlerinden kanlı su yani yaş akmaktadır. Sevgiliye seslenmekte, gül mevsiminde akarsular aktığından kana bulanmaz mı diye sormaktadır. Gül mevsiminde akarsular çağlar. Aşığın gözlerinden akan kanlı su akarsuyu kana bulaşmaz mı diye sormakta istifham sanatına yer vermektedir.

Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Mana ta’n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı

(Ben sana meyletmedim, sen aklımı helak ettin, beni kınayan gafil seni görünce utanmaz mı?)

Aşık ben sana meyletmedim ama sen benim aklımı helake uğrattın demektedir. Aşığı kınayan gaflet içindeki insan sevgiliyi görünce utanmaz mı? O kınayan akıl sevgiliyi görünce kendinden utanır, demektedir. “mail, gafil, zail” kelimelerinde kafiye görülmektedir. Utanmaz mı kelime grubunda istifham söz konusudur. Aşık beni kınayan insan sevgiliye görünce kendinden utanır demektedir.

Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

(Fuzuli, meczup bir rinddir, daima halka rezil olmuştur, Sorun bu  ne sevdadır, bu sevdadan usanmaz mı?)

Fuzuli çılgın bir rind yani, meczup bir gönül ehlidir. Kalender-meşreptir. İbnü’l vakttir. Halka rezil rüsva olmuştur. Rind-meşrep bir karaktere sahiptir. Halkın ayıplamasından korkmamaktadır. Gönül ehli Allah aşkıyla dolu bir karaktere sahiptir. Bana hele sorun, bu ne sevdadır diye, Fuzuli bu sevdadan usanmaz mı diye belirtmektedir. Aşık kınanmaktan korkmamakta rind meşrep Allah aşığı olan bir yapıya sahiptir.

Sonuç olarak, Fuzuli gazelleriyle müthiş edebi yapıtlar bırakmış, bizlere sanatından tattırmıştır. Harika beyitleriyle Fuzuli sultanü’ş-şuaradır. İncelemek müellifin sosyal hayata dair bilgi almamıza yardımcı olacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, istanbul böcek ilaçlama, mide balonu, evden eve nakliyat