Dilara Pınar Arıç
Köşe Yazarı
Dilara Pınar Arıç
 

Nasuh Tövbesi Hakkında

Mevlana’nın çeşitli eserlerinde halkı aydınlatmak üzere hikmetli beyitler vardır. Mesnevi yazarken Mevlana ümmi olmuştur. Yazamaz olmuştur. Hüsamettin Çelebi kaleme almıştır. Mesnevi’de 6 cilt boyunca öğütler yer almaktadır. Bendeniz 7 kez okudum. Çok istifade ettiğim beyitler vardı. Bunlardan bir Nasuh tövbesi ile ilgili bölümdür. Nasuh tövbesi bir daha işlememek üzere tövbe etmek ve bir daha günahı işlememektir. Bazı din alimleri buna bir daha işlememek üzere günahtan sıyrılmak gözüyle bakmaktadır. Hatta şeytanın bile tövbe etsem Allah’ım kabul eder mi diye ümitleneceği söylenmektedir. O derece affedicidir Rabbimiz. Nasuh tövbesini Mesnevi şöyle anlatmaktadır: “Yıllar Önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh kadınlar hamamında tellaklık der böylece onlara kolaylıkla yaklaşır, dokunur, uygun olanları avlayarak baştan çıkarırdı. Nasuh yıllarca kesecilik etti, kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüzdü. Erkek hüviyetini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Çünkü sîması kadınsı, sesi kadın sesi gibiydi. Pâdişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. Bu konuda mahirdi ve aranan bir elemandı. Çarşaf giyer peçe takardı fakat şehveti azgın bir gençti. Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat, alışkanlığını bırakıp tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu. Bir gün Nasuh bir Allah dostuna giderek: "Bana dua et," diye ricâda bulundu.  Allah'ın o veli kulu ona dua etti. Nasuh bir gün yine hamamda her zamanki işini yaparken pâdişahın kızının kıymetli bir incisi kayboldu. Bütün kadınlar inciyi aramaya koyuldular. Herkesin eşyâsını aramak için önce hamamın kapı­sını kapadılar. Sonra başladılar aramaya. Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine daha sıkı bir arama başladı: -İhtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun, her yeriniz aranacak! di­ye bağırdılar. Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü sararmış dudakları titriyordu. Ölüm korkusu her ya­nı sarmıştı, nihayet foyası meydana çıkacaktı.  Kendi kendine: "Yarabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım. Eğer beni bu belâdan, rezil rüsvây olmaktan kurtarırsan, söz veriyorum bütün yaptıklarımdan tövbe etim" dedi. Hamamdakiler herkesi kontrol etmişti. Aranma sırası Nasuh'a yaklaşıyordu, kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın: -İnci bulundu! diye bir ses geldi. Artık Nasuh'u aramaya gerek kalmamıştı. Böylece Nasuh rezil olmaktan, ölüm­den kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu. Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh'u çağırdılar: -Ey mahir tellâk gel, pâdişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka, dediler. Nasuh bunu redderek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı.” (Mesnevi, c. V, beyit: 2228 vd.) Edebiyatımızda insanları doğru yola iletmek için çalışmak çabalamak gerektiğini yazar. Birçok şair ve müellif insanları eğitmek için fıkıh ilminden yararlanır. Bir günahı işlediğine dair 4 şahit getirilmediği sürece o günahı iddia etmek haramdır. Aynı zamanda günahtan tövbe etme imkanı verilmiştir insana. İnsanın ölüm anında ettiği tövbe kabul edilmeyeceği yazılıdır. Son nefesini vermeden yapılan tövbeler kabul edilmektedir. Bu durumda yapılacak iş günahı hiç işlememektir. Mesnevi en önemli öğüt verici eserlerden biridir ve insanlığı doğru yola iletmektedir. Doğru yolu bulmak hiçbir zaman geç değildir. Her zaman geri dönüş imkanı vardır. Ümitsizlik şeytanın özelliğidir. O tövbe etmemiş hatta “Kullarını azdıracağım.” demiştir. Bu nedenle insan ümitsizliğe düşmemeli her zaman bir umut var olduğunu bilmelidir. İnsanlık var oldukça umut var demektir diyebiliriz. Dilara Pınar ARIÇ
Ekleme Tarihi: 25 April 2025 - Friday

Nasuh Tövbesi Hakkında

Mevlana’nın çeşitli eserlerinde halkı aydınlatmak üzere hikmetli beyitler vardır. Mesnevi yazarken Mevlana ümmi olmuştur. Yazamaz olmuştur. Hüsamettin Çelebi kaleme almıştır. Mesnevi’de 6 cilt boyunca öğütler yer almaktadır. Bendeniz 7 kez okudum. Çok istifade ettiğim beyitler vardı. Bunlardan bir Nasuh tövbesi ile ilgili bölümdür. Nasuh tövbesi bir daha işlememek üzere tövbe etmek ve bir daha günahı işlememektir. Bazı din alimleri buna bir daha işlememek üzere günahtan sıyrılmak gözüyle bakmaktadır. Hatta şeytanın bile tövbe etsem Allah’ım kabul eder mi diye ümitleneceği söylenmektedir. O derece affedicidir Rabbimiz. Nasuh tövbesini Mesnevi şöyle anlatmaktadır:

“Yıllar Önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh kadınlar hamamında tellaklık der böylece onlara kolaylıkla yaklaşır, dokunur, uygun olanları avlayarak baştan çıkarırdı. Nasuh yıllarca kesecilik etti, kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüzdü. Erkek hüviyetini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Çünkü sîması kadınsı, sesi kadın sesi gibiydi. Pâdişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. Bu konuda mahirdi ve aranan bir elemandı. Çarşaf giyer peçe takardı fakat şehveti azgın bir gençti. Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat, alışkanlığını bırakıp tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu. Bir gün Nasuh bir Allah dostuna giderek:

"Bana dua et," diye ricâda bulundu.  Allah'ın o veli kulu ona dua etti.

Nasuh bir gün yine hamamda her zamanki işini yaparken pâdişahın kızının kıymetli bir incisi kayboldu. Bütün kadınlar inciyi aramaya koyuldular.

Herkesin eşyâsını aramak için önce hamamın kapı­sını kapadılar. Sonra başladılar aramaya. Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine daha sıkı bir arama başladı:

-İhtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun, her yeriniz aranacak! di­ye bağırdılar.

Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü sararmış dudakları titriyordu. Ölüm korkusu her ya­nı sarmıştı, nihayet foyası meydana çıkacaktı.  Kendi kendine:

"Yarabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım. Eğer beni bu belâdan, rezil rüsvây olmaktan kurtarırsan, söz veriyorum bütün yaptıklarımdan tövbe etim" dedi.

Hamamdakiler herkesi kontrol etmişti. Aranma sırası Nasuh'a yaklaşıyordu, kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:

-İnci bulundu! diye bir ses geldi.

Artık Nasuh'u aramaya gerek kalmamıştı. Böylece Nasuh rezil olmaktan, ölüm­den kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu. Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh'u çağırdılar:

-Ey mahir tellâk gel, pâdişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka, dediler.

Nasuh bunu redderek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı.” (Mesnevi, c. V, beyit: 2228 vd.)

Edebiyatımızda insanları doğru yola iletmek için çalışmak çabalamak gerektiğini yazar. Birçok şair ve müellif insanları eğitmek için fıkıh ilminden yararlanır. Bir günahı işlediğine dair 4 şahit getirilmediği sürece o günahı iddia etmek haramdır. Aynı zamanda günahtan tövbe etme imkanı verilmiştir insana. İnsanın ölüm anında ettiği tövbe kabul edilmeyeceği yazılıdır. Son nefesini vermeden yapılan tövbeler kabul edilmektedir. Bu durumda yapılacak iş günahı hiç işlememektir. Mesnevi en önemli öğüt verici eserlerden biridir ve insanlığı doğru yola iletmektedir. Doğru yolu bulmak hiçbir zaman geç değildir. Her zaman geri dönüş imkanı vardır. Ümitsizlik şeytanın özelliğidir. O tövbe etmemiş hatta “Kullarını azdıracağım.” demiştir. Bu nedenle insan ümitsizliğe düşmemeli her zaman bir umut var olduğunu bilmelidir. İnsanlık var oldukça umut var demektir diyebiliriz.

Dilara Pınar ARIÇ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, ilaçlama, istanbul böcek ilaçlama, hasta yatağı kiralama, mide balonu, evden eve nakliyat