Şevket Gölük
Köşe Yazarı
Şevket Gölük
 

Türkiye'de Gıda Enflasyonu Nedenleri ve Çözüm Arayışları

Türkiye, son yıllarda yüksek ve kalıcı gıda enflasyonu ile mücadele eden ülkelerin başında gelmektedir. Temel gıda maddelerinin fiyatlarındaki hızlı artış, özellikle düşük ve orta gelirli hanelerin alım gücünü ciddi ölçüde aşağıya çekmektedir, bu durum sosyoekonomik istikrarı tehdit eden en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Gıda enflasyonunun sürekli tekrar etmesi hatta kalıcı olması, başta plansızlık ve sorunun bilimsel olarak yönetilmemesinden kaynaklanmaktadır. Türkiye'deki gıda enflasyonu, üretim, arz ve talep yönlü birçok faktörün birleşimiyle tetiklenmektedir. Üretim planlamasındaki eksiklikler, parçalı arazi yapısı, yetersiz sulama sistemleri ve çiftçilerin girdi maliyetlerindeki (tohum, gübre, ilaç, mazot, işçilik) dövize bağlı hızlı artışlar, verimliliği düşürmekte ve ürün maliyetlerini yükseltmektedir. Gıda üretiminde kullanılan birçok girdi (gübre, enerji, yem hammaddesi) ithalata bağımlıdır. Türk lirasındaki değer kaybı, bu girdilerin maliyetini doğrudan artırarak nihai ürün fiyatlarına yansımaktadır. Kuraklık ve ani ısı değişimleri gibi olumsuz hava koşulları, tarımsal üretimi öngörülemez hale getirmekte ve arz daralmalarına yol açmaktadır. Üreticiden tüketiciye ulaşana kadar uzayan tedarik zinciri, yüksek lojistik, mazot ve depolama maliyetleri ile birlikte gıda fiyatlarının önemli ölçüde artmasına neden olmaktadır. Uygun ve yeterli teknoloji kullanılmadığından özellikle mevsimlik ürünlerdeki yüksek fire ve kayıplar da fiyat baskısını artırmaktadır. Gıda fiyatları, genel tüketici enflasyonunun hem bir nedeni hem de bir sonucu olarak sürekli yukarıya doğru çıkmaktadır. Ülkemizdeki yüksek genel enflasyon, beklentileri bozarak temel gıda ürünlerindeki zam döngüsünü beslemektedir. Yüksek gıda enflasyonu, tüketici sepetinde en büyük paylardan birine sahip olduğu için hanehalkı bütçelerini derinden etkiler. Sabit gelirliler ve yoksul kesim, gelirlerinin büyük bir kısmını gıdaya ayırmak zorunda kalır. Bu durum, diğer temel ihtiyaçlardan (eğitim, sağlık, barınma) feragat etmeye yol açar ve gıda güvenliğini tehdit eder. Türkiye'nin gıda enflasyonunu kalıcı olarak düşürmesi için kararlı ve sürdürülebilir yapısal reformlara ihtiyacı vardır. Hangi ürünlerin ne miktarda ekileceğinin bilimsel verilere dayalı olarak belirlenmeli ve desteklenmelidir. Yerli gübre ve tohum üretiminin teşvik edilmesi, yakıt ve enerji maliyetlerinin düşürülmesi gereklidir. Lisanslı depoculuk sistemlerinin yaygınlaştırılması, soğuk zincir kapasitesinin artırılması ve aracılık maliyetlerini azaltacak doğrudan satış kanallarının (Kooperatifler) desteklenmesi ve dahada güçlendirilmesi gerekir. Tarım ürümlerinde modern sulama tekniklerine geçiş, kuraklığa dayanıklı tarım ürünlerinin geliştirilmesi ve çiftçilerin iklim risklerine karşı bilinçlendirilmesi gerekir. Gıda enflasyonunun ana nedenlerinden biri olan yüksek genel enflasyonu ve döviz kuru oynaklığını kontrol altına alacak ülke yöneticilerinin güvenilir ve kararlı para politikalarını uygulamaları gerekir. Yapılması gereken ana konuları sıraladıktan sonra sonuç olarak, Türkiye'de gıda enflasyonunu yenmek, sadece küçük esnafın (bakkal, manav, pazarcı) denetlenmesi ve fiyat denetimi gibi kısa vadeli önlemlerle mümkün değildir. Tarım sektörünün verimliliğini artıran, tedarik zincirini kısaltan ve ülkede ekonomik istikrarı sağlayan birbirini tamamlayan ve uzun soluklu politikaların eş zamanlı uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde, gıda enflasyonu hem ekonomik büyümenin hem de sosyal refahın önündeki en büyük engel olmaya devam edecektir. Şevket Gölük – Gazeteci & Yazar  
Ekleme Tarihi: 04 Aralık 2025 -Perşembe

Türkiye'de Gıda Enflasyonu Nedenleri ve Çözüm Arayışları

Türkiye, son yıllarda yüksek ve kalıcı gıda enflasyonu ile mücadele eden ülkelerin başında gelmektedir. Temel gıda maddelerinin fiyatlarındaki hızlı artış, özellikle düşük ve orta gelirli hanelerin alım gücünü ciddi ölçüde aşağıya çekmektedir, bu durum sosyoekonomik istikrarı tehdit eden en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Gıda enflasyonunun sürekli tekrar etmesi hatta kalıcı olması, başta plansızlık ve sorunun bilimsel olarak yönetilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Türkiye'deki gıda enflasyonu, üretim, arz ve talep yönlü birçok faktörün birleşimiyle tetiklenmektedir. Üretim planlamasındaki eksiklikler, parçalı arazi yapısı, yetersiz sulama sistemleri ve çiftçilerin girdi maliyetlerindeki (tohum, gübre, ilaç, mazot, işçilik) dövize bağlı hızlı artışlar, verimliliği düşürmekte ve ürün maliyetlerini yükseltmektedir. Gıda üretiminde kullanılan birçok girdi (gübre, enerji, yem hammaddesi) ithalata bağımlıdır. Türk lirasındaki değer kaybı, bu girdilerin maliyetini doğrudan artırarak nihai ürün fiyatlarına yansımaktadır. Kuraklık ve ani ısı değişimleri gibi olumsuz hava koşulları, tarımsal üretimi öngörülemez hale getirmekte ve arz daralmalarına yol açmaktadır. Üreticiden tüketiciye ulaşana kadar uzayan tedarik zinciri, yüksek lojistik, mazot ve depolama maliyetleri ile birlikte gıda fiyatlarının önemli ölçüde artmasına neden olmaktadır. Uygun ve yeterli teknoloji kullanılmadığından özellikle mevsimlik ürünlerdeki yüksek fire ve kayıplar da fiyat baskısını artırmaktadır. Gıda fiyatları, genel tüketici enflasyonunun hem bir nedeni hem de bir sonucu olarak sürekli yukarıya doğru çıkmaktadır. Ülkemizdeki yüksek genel enflasyon, beklentileri bozarak temel gıda ürünlerindeki zam döngüsünü beslemektedir.

Yüksek gıda enflasyonu, tüketici sepetinde en büyük paylardan birine sahip olduğu için hanehalkı bütçelerini derinden etkiler. Sabit gelirliler ve yoksul kesim, gelirlerinin büyük bir kısmını gıdaya ayırmak zorunda kalır. Bu durum, diğer temel ihtiyaçlardan (eğitim, sağlık, barınma) feragat etmeye yol açar ve gıda güvenliğini tehdit eder.

Türkiye'nin gıda enflasyonunu kalıcı olarak düşürmesi için kararlı ve sürdürülebilir yapısal reformlara ihtiyacı vardır. Hangi ürünlerin ne miktarda ekileceğinin bilimsel verilere dayalı olarak belirlenmeli ve desteklenmelidir. Yerli gübre ve tohum üretiminin teşvik edilmesi, yakıt ve enerji maliyetlerinin düşürülmesi gereklidir. Lisanslı depoculuk sistemlerinin yaygınlaştırılması, soğuk zincir kapasitesinin artırılması ve aracılık maliyetlerini azaltacak doğrudan satış kanallarının (Kooperatifler) desteklenmesi ve dahada güçlendirilmesi gerekir. Tarım ürümlerinde modern sulama tekniklerine geçiş, kuraklığa dayanıklı tarım ürünlerinin geliştirilmesi ve çiftçilerin iklim risklerine karşı bilinçlendirilmesi gerekir. Gıda enflasyonunun ana nedenlerinden biri olan yüksek genel enflasyonu ve döviz kuru oynaklığını kontrol altına alacak ülke yöneticilerinin güvenilir ve kararlı para politikalarını uygulamaları gerekir.

Yapılması gereken ana konuları sıraladıktan sonra sonuç olarak, Türkiye'de gıda enflasyonunu yenmek, sadece küçük esnafın (bakkal, manav, pazarcı) denetlenmesi ve fiyat denetimi gibi kısa vadeli önlemlerle mümkün değildir. Tarım sektörünün verimliliğini artıran, tedarik zincirini kısaltan ve ülkede ekonomik istikrarı sağlayan birbirini tamamlayan ve uzun soluklu politikaların eş zamanlı uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde, gıda enflasyonu hem ekonomik büyümenin hem de sosyal refahın önündeki en büyük engel olmaya devam edecektir.

Şevket Gölük – Gazeteci & Yazar

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergalerisi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
startup ekosistemi, istanbul böcek ilaçlama, mide balonu, evden eve nakliyat