Hayatınızda mitoman insanlar oldu mu hiç?
Öncelikle mitomani nedir bununla başlayalım.
İmgelemde yaşanan olağanüstü serüvenleri gerçekmişçesine anlatma tutkusu. Yalan söylemenin alışkanlık haline gelmesi durumudur.
TDK'da geçen bu tanımlamalara ben bi tanım daha eklemek istiyorum; 'bir insanın gerçekleri çarpıtıp, kendi çıkarı doğrultusunda senaryo üretmesidir'
Okurken ürkütücü geliyor her biri değil mi?
Düşünüyorum da aslında çok aciz, kendini geliştirememiş, olgunlaşamamış, kibirli, egolu insanların hayat tarzını ve kalitesini yansıtıyor bu durum. Ya da geçmişe dayalı travmatik bir durum gibi de gözükebilir.
Çocukken sevilmemiş, değer görmemiş, toplum içinde utandırılmış, görünmemiş bir çocuğun görünebilmek, dikkat çekebilmek adına başvurduğu küçük yalanlar zamanla büyür ve yalan sarmalının içine düşüverir. Bir süre sonra bu düzende gider ve artık hayatının bir parçası olur.
Gerçeklikten tamamen uzaklaşır. Yaşamadığı bir şeyi yaşamış gibi göstermeye başlar. Olmak istediği kişiyi anlatır ama aslında o değildir.
Peki sonra ? Asıl felaket bundan sonra başlar. Sözüne değer verilmez çünkü ona artık yalancı mührü en yakınlarından vurulmuştur. Kimse ona gözü kapalı güvenemez. Sırtını yaslayamaz. Hep bir şüphe uyandırır insanda. Aile kuramaz. Aile kursa bile balon gibi sönüverir. Kısa ve sahte ilişkiler yaşarlar. Varsa çocukları, annesi, babası hiç kimse saygı duymaz, onunla yeni ortamlara girip yeni insanlarla bile tanışmak istemezler.
Ne kötü değil mi?
Farklı açıdan bakacak olursak insanın kendisini sevmemesi ile ilgili de olabilir. Çünkü kendini seven, değer veren bir insan hiçbir zaman dürüst yaşamaktan vazgeçmez. Yalan konuşarak kendi ruhunu ve kalbini kirletmek istemez.
Ne yazık ki bazı ailelerde yalana alışmak çok kolay olabiliyor.
Toplum olarak bilinçli ebeveyn olmalıyız. Çocuklarımızı korkutarak değil, sevgiyle büyütmeliyiz ki yalana ihtiyaç duymasınlar. Sonu ne olursa olsun dürüst olması gerektiğini aşılamalıyız.
Dürüstlük kısa vadede olmasa da uzun vadede çok şey kazandırır. Hayat uzun bir maraton. Bu nedenle anı kurtarmak için ucuz ve basit yalanlar ve insanlara çamur at izi kalsın düşüncesiyle değil, hatanın yarattığı olumsuzluğu göğüslemek, kabul etmek ve sorumluluğunu üstlenmek gerekir. Bu, kendimize olan öz saygımızı ayakta tutacaktır.
Son olarak, şu da unutulmamalıdır ki her ne olursa olsun günün sonunda hep doğru olan kazanır.
Gerçeğe saygı duyan, çocuklar gibi yalansız bir ömrümüz olsun.