Plastik Cerrahi
Sağlık
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
27.08.2018 - 00:34, Güncelleme:
27.08.2018 - 00:34 4695+ kez okundu.
Plastik Cerrahi
Plastik Cerrahi
Oldukça genç bir branş olan plastik cerrahi, son yıllarda bu isimle tanınmış olmakla birlikte tarifine uyan alanlardaki tarihi geçmişi asırlar öncesine kadar uzanmaktadır.
Plastik cerrahi çeşitli nedenlerle oluşmuş doku eksiklerinin ya da deri, deri altı, kas, tendon ve iskelet sistemini ilgilendiren vücut ve organ şekil bozukluklarının, düzeltilmesi ile uğraşan özelleşmiş bir branştır.
Bu branşın ismi başlangıçta bu şekilde belirlenmiş ancak daha sonra branşın adı “plastik ve rekonstrüktif cerrahi” olarak belirlenmiştir.
Branşın içinde yer alan estetik cerrahi konularını da kapsamı alanında belirlemek üzere, 2003 yılında Yüksek Öğretim Kurumu tarafından yapılan son değişiklikle bu branşın başlığına “estetik” kelimesi de eklenerek branş adı “plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi” olarak belirlenmiştir.
Normal şekli veya görünümü bozulmuş yada fonksiyonunu kısmen veya tamamen kaybetmiş bir organın kabul edilebilir görünüm ve fonksiyonel hale getirmek plastik cerrahinin temel işlevidir.
Plastik sözcüğü eski Yunan dilinde “plasticos”, Latince’de “plasticus” sözcüğünden gelmektedir.
“Yoğurma” ve “şekil verme” anlamındadır. Rekonstrüktif sözcüğü ise “reconstruction” kelimesinden türetilmiştir.
“Yeniden oluşturma” ve “onarma” anlamını taşır.
Plastik cerrahi girişimlerinde genellikle hastanın kendi dokularından yararlanılmakla birlikte uygun şartlarda suni kemik, silikon gibi suni maddeler de onarım için kullanılır.
Plastik ve rekonstrüktif cerrahinin anlamı, ister gelişimsel ister sonradan olsun, mevcut bozukluğa göre dokuların yeniden şekillendirilmesi ile anatomik ve estetik görünümü fonksiyonel olarak yeniden kazandırmaktır.
Plastik Cerrahi branşının kökeni çok eski devirlere kadar gitmektedir.
Bulunan kayıtlar ve yapılan araştırmalarda bazı plastik cerrahi yöntemlerine rastlanmıştır.
Zaman zaman günümüzde bile kullanılan bir yöntem olan, burnu kesilen insanlarda yeniden burun yapılması ile ilgili cerrahi girişimlere çok eski devirlerdeki kayıtlarda rastlanmaktadır.
Ancak yüzyıllar sonra 19. yüzyılda modern plastik cerrahinin temel prensipleri ve teknikleri belirlenmiştir.
Bu branştan doğan “El cerrahisi” ise 20. yüzyılda gelişmiştir.
İlgi alanına giren “Kranio-Maksillo-fasiyal cerrahi” ve “Yanık tedavisi” de yakın gelecekte branş halini alacak konularıdır.
Plastik cerrahi vücudun hemen her bölgesine ve çok geniş bir alana hitap etmekte olup halen kesin sınırları belirlenememiştir, hatta giderek sınırlar daha da genişlemektedir.
Başlıca uğraşı alanları şunlardır;
1. Doğuştan (Konjenital) Anomaliler;
a. Doğumla birlikte görülen kurt ağzı ve tavşan dudak ( Dudak damak yarıkları )
b. Doğumdan sonra hemen olan veya birkaç ay sonra fark edilen kırmızı renkli lekeler ( Hemangiomlar )
c. Parmakların doğuştan şekil bozuklukları, gelişmemesi, eksikliği veya birbirlerine yapışık olması
d. Dış genital organların yetersiz gelişimi: Erkek çocukların idrar yolunun yerinde olmayışı: Hipospadias
e. Küçük kulak kepçesi oluşu ya da kulak kepçesinin hiç olmaması (Mikrotia)
f. Göz kapağı, burun veya meme gibi organların doğuştan bulunmaması
g. Vücudun büyük bölgelerini kaplayan benlerin (dev kıllı nevüs) çıkarılması ve doku onarımının yapılması
2. El cerrahisi ve Mikrocerrahi: Her türlü el yaralanması, Kopan parmak ya da uzuvların yerine mikrocerrahi ile dikilmesi, elde tendon ve sinir kesileri, her türlü el anomalisi, tırnak ve yumuşak doku tümörleri gibi konuları kapsar.
Büyük doku kayıplarında vücudun başka yerlerinden alınan dokular yine mikrocerrahi yöntemleri ile ihtiyaç olan bölgelere taşınabilmektedir.
Böylece yeni çene kemikleri, yanak dudak ve diğer organlar oluşturulabilmektedir.
3. Kazalar sonucu oluşan Yüz kemiklerinin kırıkları ve cilt kayıpları: İskelet doku ve yumuşak dokuların iş kazası veya trafik kazası gibi kazalarla yaralanması, bütünlüğünün kaybı ve anatomik yapısının bozulması sonucu yapılacak onarımlar yine plastik cerrahinin katkısı ile olur.
4. Yanıkların erken müdahalesi, tedavisi ve yanık sonrası kalan problemlerin düzeltilmesi: Basit yanıklar sadece deride sınırlı hasar yaparken, büyük genişlikteki yanıklar ölümcül yaralanmalardır.
Tam olarak yanmış derilerin değiştirilmesi ve deri nakli yapılması plastik cerrahinin ağırlıklı iş yüklerinden birisidir.
Hastanın yanık derilerinin iyileştirilmesinden sonra hasta topluma yeniden kazandırılır.
Daha sonraki dönemde yanık yara izleri tamamen ortadan kaldırılamasa bile büyük oranda azaltılabilir veya az fark edilebilecek şekle getirilebilirler.
Bunun için en basitinden en karmaşık işlemlere kadar birçok rekonstrüktif yöntem kullanılmaktadır.
4. Her türlü cilt kanserleri ve yumuşak doku tümörleri: Derinin sık rastlanan Bazal hücreli kanseri, diğer deri kanserleri, dudak, burun ve yanakta yerleşen deri ve yumuşak doku kanserleri, derinin en malign kanseri olan Malign Melanom teşhis ve tedavi işlemleri plastik cerrahinin konuları arasındadır.
Bu tümörlerin tedavisi 2 aşamalıdır. İlk önce tümör cerrahi olarak çıkarılır.
Daha sonra çıkarılan yani doku eksikliği olan bölge ve organlar onarılır.
Bazen bu işlemler diğer branşlarla birlikte yapılır.
Baş boyun kanserlerinde sadece plastik cerrahlar bu 2 ayrı aşamayı gerçekleştirirken, meme kanseri gibi kanserlerde, meme kanseri meme cerrahisi ile ilgilenen genel cerrahlar tarafından çıkarılır ve sonra yeni meme onarımı plastik ve rekonstrüktif cerrahlar tarafından gerçekleştirilir.
5. Kranio-Maksillo-Fasiyal Cerrahi: Doğuştan kafa yüz kemikleri gelişimsel bozuklukları veya sonradan kaza sonucu veya büyük tümörlerin istilası ile kafa ve yüz çene bölgesinde oluşan hastalıkların onarımı plastik cerrahinin yeni gelişen dallarından birini oluşturmaktadır.
Doğuştan kafa kemikleri deformasyonları (trigonosefali, brakisefali gibi), veya çene kemiklerinin uyumsuzlukları (prognati gibi) hastalıkların cerrahi tedavisi bu bölümle uğraşan plastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilmektedir.
Trafik kazası veya ateşli silahlarla olan yaralanmalar sonucu gelişen bozukluklarda plastik cerrahlar tarafından onarılmaktadır.
6. Obesite sonrası vücut deformasyonlarının düzeltilmesi: Aşırı şişmanlık bir hastalıktır ve tedavisi medikal ve cerrahi yöntemleri içerir.
Başarılı bir zayıflama tedavisinden sonra vücudun birçok bölgesinde şekil bozuklukları olur.
Bunların cerrahi yöntemlerle onarımı diğer birçok cerrahi yöntemden farklılık gösterir.
Vücudun tekrar şekillendirilmesi ve sarkık bölgelerin (meme, karın, sırt-bel bölgesi, bacak içleri ve koltuk altları) daha düzgün hale getirilmesi “postbariyatrik cerrahi” olarak isimlendirilmekte ve plastik cerrahinin önemli yeni cerrahi alanlarından birini oluşturmaktadır.
7. Şeker hastalığına bağlı (ayaktaki) yaralar: Zor iyileşen veya iyileşmeyen yaralar da plastik cerrahların esas ilgi alanlarından biridir.
Çeşitli nedenlerle iyileşme zorluğu olan yaralar ancak ciddi rekonstrüktif yöntemlerle iyileştirilebilirler.
En sık görülen şeker hastalığına bağlı yaralar, damar hastalığı sonucu gelişen yaralar ve diğer kronik yaralar plastik cerrahinin çeşitli yöntemleri ve diğer hiperbarik oksijen tedavisi, vakum yardımcılı tedavi ve larva tedavisi gibi diğer yardımcı yöntemlerle birlikte tedavi edilir.
8. Estetik ameliyatlar
a. Burun estetiği (Rhinoplasti)
b. Göğüs estetiği (Büyültme- küçültme- sarkıklığı düzeltme)
c. Jinekomasti (Erkekte meme büyümesi)
d. Karın duvarı ve göbek estetiği
e. Liposuction (Vakumla yağ çekme)
f. Yüz germe ve göz kapakları estetiği ameliyatları
g. Yağ enjeksiyonu ile çöküklüklerin azaltılması
h. Botilinum-A toksini enjeksiyonu ile kırışıklıkları düzeltilmesi
Selçuk Softa
Plastik Cerrahi
Oldukça genç bir branş olan plastik cerrahi, son yıllarda bu isimle tanınmış olmakla birlikte tarifine uyan alanlardaki tarihi geçmişi asırlar öncesine kadar uzanmaktadır.
Plastik cerrahi çeşitli nedenlerle oluşmuş doku eksiklerinin ya da deri, deri altı, kas, tendon ve iskelet sistemini ilgilendiren vücut ve organ şekil bozukluklarının, düzeltilmesi ile uğraşan özelleşmiş bir branştır.
Bu branşın ismi başlangıçta bu şekilde belirlenmiş ancak daha sonra branşın adı “plastik ve rekonstrüktif cerrahi” olarak belirlenmiştir.
Branşın içinde yer alan estetik cerrahi konularını da kapsamı alanında belirlemek üzere, 2003 yılında Yüksek Öğretim Kurumu tarafından yapılan son değişiklikle bu branşın başlığına “estetik” kelimesi de eklenerek branş adı “plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi” olarak belirlenmiştir.
Normal şekli veya görünümü bozulmuş yada fonksiyonunu kısmen veya tamamen kaybetmiş bir organın kabul edilebilir görünüm ve fonksiyonel hale getirmek plastik cerrahinin temel işlevidir.
Plastik sözcüğü eski Yunan dilinde “plasticos”, Latince’de “plasticus” sözcüğünden gelmektedir.
“Yoğurma” ve “şekil verme” anlamındadır. Rekonstrüktif sözcüğü ise “reconstruction” kelimesinden türetilmiştir.
“Yeniden oluşturma” ve “onarma” anlamını taşır.
Plastik cerrahi girişimlerinde genellikle hastanın kendi dokularından yararlanılmakla birlikte uygun şartlarda suni kemik, silikon gibi suni maddeler de onarım için kullanılır.
Plastik ve rekonstrüktif cerrahinin anlamı, ister gelişimsel ister sonradan olsun, mevcut bozukluğa göre dokuların yeniden şekillendirilmesi ile anatomik ve estetik görünümü fonksiyonel olarak yeniden kazandırmaktır.
Plastik Cerrahi branşının kökeni çok eski devirlere kadar gitmektedir.
Bulunan kayıtlar ve yapılan araştırmalarda bazı plastik cerrahi yöntemlerine rastlanmıştır. Zaman zaman günümüzde bile kullanılan bir yöntem olan, burnu kesilen insanlarda yeniden burun yapılması ile ilgili cerrahi girişimlere çok eski devirlerdeki kayıtlarda rastlanmaktadır. Ancak yüzyıllar sonra 19. yüzyılda modern plastik cerrahinin temel prensipleri ve teknikleri belirlenmiştir. Bu branştan doğan “El cerrahisi” ise 20. yüzyılda gelişmiştir. İlgi alanına giren “Kranio-Maksillo-fasiyal cerrahi” ve “Yanık tedavisi” de yakın gelecekte branş halini alacak konularıdır. Plastik cerrahi vücudun hemen her bölgesine ve çok geniş bir alana hitap etmekte olup halen kesin sınırları belirlenememiştir, hatta giderek sınırlar daha da genişlemektedir.Başlıca uğraşı alanları şunlardır;
1. Doğuştan (Konjenital) Anomaliler; a. Doğumla birlikte görülen kurt ağzı ve tavşan dudak ( Dudak damak yarıkları ) b. Doğumdan sonra hemen olan veya birkaç ay sonra fark edilen kırmızı renkli lekeler ( Hemangiomlar ) c. Parmakların doğuştan şekil bozuklukları, gelişmemesi, eksikliği veya birbirlerine yapışık olması d. Dış genital organların yetersiz gelişimi: Erkek çocukların idrar yolunun yerinde olmayışı: Hipospadias e. Küçük kulak kepçesi oluşu ya da kulak kepçesinin hiç olmaması (Mikrotia) f. Göz kapağı, burun veya meme gibi organların doğuştan bulunmaması g. Vücudun büyük bölgelerini kaplayan benlerin (dev kıllı nevüs) çıkarılması ve doku onarımının yapılması 2. El cerrahisi ve Mikrocerrahi: Her türlü el yaralanması, Kopan parmak ya da uzuvların yerine mikrocerrahi ile dikilmesi, elde tendon ve sinir kesileri, her türlü el anomalisi, tırnak ve yumuşak doku tümörleri gibi konuları kapsar. Büyük doku kayıplarında vücudun başka yerlerinden alınan dokular yine mikrocerrahi yöntemleri ile ihtiyaç olan bölgelere taşınabilmektedir. Böylece yeni çene kemikleri, yanak dudak ve diğer organlar oluşturulabilmektedir. 3. Kazalar sonucu oluşan Yüz kemiklerinin kırıkları ve cilt kayıpları: İskelet doku ve yumuşak dokuların iş kazası veya trafik kazası gibi kazalarla yaralanması, bütünlüğünün kaybı ve anatomik yapısının bozulması sonucu yapılacak onarımlar yine plastik cerrahinin katkısı ile olur. 4. Yanıkların erken müdahalesi, tedavisi ve yanık sonrası kalan problemlerin düzeltilmesi: Basit yanıklar sadece deride sınırlı hasar yaparken, büyük genişlikteki yanıklar ölümcül yaralanmalardır. Tam olarak yanmış derilerin değiştirilmesi ve deri nakli yapılması plastik cerrahinin ağırlıklı iş yüklerinden birisidir.Hastanın yanık derilerinin iyileştirilmesinden sonra hasta topluma yeniden kazandırılır.
Daha sonraki dönemde yanık yara izleri tamamen ortadan kaldırılamasa bile büyük oranda azaltılabilir veya az fark edilebilecek şekle getirilebilirler. Bunun için en basitinden en karmaşık işlemlere kadar birçok rekonstrüktif yöntem kullanılmaktadır. 4. Her türlü cilt kanserleri ve yumuşak doku tümörleri: Derinin sık rastlanan Bazal hücreli kanseri, diğer deri kanserleri, dudak, burun ve yanakta yerleşen deri ve yumuşak doku kanserleri, derinin en malign kanseri olan Malign Melanom teşhis ve tedavi işlemleri plastik cerrahinin konuları arasındadır. Bu tümörlerin tedavisi 2 aşamalıdır. İlk önce tümör cerrahi olarak çıkarılır. Daha sonra çıkarılan yani doku eksikliği olan bölge ve organlar onarılır. Bazen bu işlemler diğer branşlarla birlikte yapılır. Baş boyun kanserlerinde sadece plastik cerrahlar bu 2 ayrı aşamayı gerçekleştirirken, meme kanseri gibi kanserlerde, meme kanseri meme cerrahisi ile ilgilenen genel cerrahlar tarafından çıkarılır ve sonra yeni meme onarımı plastik ve rekonstrüktif cerrahlar tarafından gerçekleştirilir. 5. Kranio-Maksillo-Fasiyal Cerrahi: Doğuştan kafa yüz kemikleri gelişimsel bozuklukları veya sonradan kaza sonucu veya büyük tümörlerin istilası ile kafa ve yüz çene bölgesinde oluşan hastalıkların onarımı plastik cerrahinin yeni gelişen dallarından birini oluşturmaktadır. Doğuştan kafa kemikleri deformasyonları (trigonosefali, brakisefali gibi), veya çene kemiklerinin uyumsuzlukları (prognati gibi) hastalıkların cerrahi tedavisi bu bölümle uğraşan plastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Trafik kazası veya ateşli silahlarla olan yaralanmalar sonucu gelişen bozukluklarda plastik cerrahlar tarafından onarılmaktadır. 6. Obesite sonrası vücut deformasyonlarının düzeltilmesi: Aşırı şişmanlık bir hastalıktır ve tedavisi medikal ve cerrahi yöntemleri içerir.Başarılı bir zayıflama tedavisinden sonra vücudun birçok bölgesinde şekil bozuklukları olur.
Bunların cerrahi yöntemlerle onarımı diğer birçok cerrahi yöntemden farklılık gösterir. Vücudun tekrar şekillendirilmesi ve sarkık bölgelerin (meme, karın, sırt-bel bölgesi, bacak içleri ve koltuk altları) daha düzgün hale getirilmesi “postbariyatrik cerrahi” olarak isimlendirilmekte ve plastik cerrahinin önemli yeni cerrahi alanlarından birini oluşturmaktadır. 7. Şeker hastalığına bağlı (ayaktaki) yaralar: Zor iyileşen veya iyileşmeyen yaralar da plastik cerrahların esas ilgi alanlarından biridir. Çeşitli nedenlerle iyileşme zorluğu olan yaralar ancak ciddi rekonstrüktif yöntemlerle iyileştirilebilirler. En sık görülen şeker hastalığına bağlı yaralar, damar hastalığı sonucu gelişen yaralar ve diğer kronik yaralar plastik cerrahinin çeşitli yöntemleri ve diğer hiperbarik oksijen tedavisi, vakum yardımcılı tedavi ve larva tedavisi gibi diğer yardımcı yöntemlerle birlikte tedavi edilir. 8. Estetik ameliyatlar a. Burun estetiği (Rhinoplasti) b. Göğüs estetiği (Büyültme- küçültme- sarkıklığı düzeltme) c. Jinekomasti (Erkekte meme büyümesi) d. Karın duvarı ve göbek estetiği e. Liposuction (Vakumla yağ çekme) f. Yüz germe ve göz kapakları estetiği ameliyatları g. Yağ enjeksiyonu ile çöküklüklerin azaltılması h. Botilinum-A toksini enjeksiyonu ile kırışıklıkları düzeltilmesi Selçuk Softa
Hibya Haber Ajansı (HHA), Beyaz Haber Ajansı (BHA), Igfa Haber Ajansı (IGF) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.