Ulusal Bayramlarımıza Dokunma!
Ulusal Bayramlarımıza Dokunma !! - Hangi yaşta olursak olalım her, 23 Nisan’da, yediden, yetmiş’e çocuk oluruz biz. Hepimizin anılarında 23 Nisan’larda sınıfının kapısına, camına astığı bayraklar, küçücük elleriyle yaptığı fenerler, balonlar vardır. Her sene sınıfları, 23 Nisan’a yakışır hale getirmek için tatlı bir yarış, güçlü bir imece vardı. Annelerimizin diktiği, kelebekli, çiçekli, uğur böcekli elbiselerimiz vardı. Her bayram sabahına uyanmanın ayrı bir heyecanı vardı. Şiirler okurduk, her 23 Nisan’da, kızlı erkekli folklor oynardık.
Ulusal Bayramlarımıza Dokunma!!Demek ki siz bu duyguları hiç yaşamadınız. Bu kadar kolay silmeye çalışıyorsanız Ulusal bayramlarımızı demek ki, biz her 23 Nisan’da neş’e dolarken siz kinle doldunuz. Her 19 Mayıs’ta görev almak için yarışırdık hepimiz. Koskoca bir Cumhuriyet’in teslim edildiği, Türk gençliği olduğumuzu bilirdik.
Ulusal Bayramlarımıza Dokunma !! Ne görev almaktan kaçardık, ne de birlikte olmaktan korkardık.Sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını seven Ata’mızın güvendiği gençlik olmaktan onur duyardık. Biz, 19 Mayıs heyecanını yaşarken, 10 yılda 15 milyon genç olmanın gururuyla coşarken siz öfkeyle beslendiniz. Her 30 Ağustos’ta ‘Türk Ulusu’ olmanın gururunu yaşadık. ‘’Türk övün, Çalış, Güven’’ diyen Ata’mıza minnetle saygı duyduk. Türk ordusuna, Türk askerine olan saygımızı, sevgimizi hiç yitirmedik. Her bayramda gururla, göz yaşlarıyla askerlerimizi ayakta alkışladık. Türk’ün onuru, Türk’ün gururu, Türk’ün zaferi diyerek, her 30 Ağustos’ta alanlara koşarken, siz ‘kimliğinizi’ yitirip, kime biat edeceğinizi hesap ettiniz. Her 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin, bağımsızlığımızın, tarihimizin değerini kavrayarak, onurla gururla bayrağımızı taşıdık. Okullarımızın bayram coşkularına, çoluk çocuk, kadın erkek demeden katılan insanların, gururlu bakışları arasında kutlamalar yaptık.
Okul okul, sınıf sınıf başı dik, kararlı ve cesurca yürüdük. Şiirler okuduk, oyunlar oynadık. Biz, ‘’Tam Bağımsız Türkiye’’ diye haykırırken, siz çirkin planlarınızi hayata geçirmek için çalıştınız. Her 10 Kasım’da Atamıza, saygımızı, özlemimizi anlatan sözler yazdık, şiirler okuduk göz yaşlarıyla. Sözler verdik; ‘’Kurduğun Cumhuriyet’i İlelebet Yaşatacağız’’ diye. Atamızı anmanın, onun için ağlamak olmadığını bilerek, İlke ve Devrimleri ışığında yol almak olduğunu öğrendik. Biz her, 10 Kasım’lar da, Atmamızın huzuruna, Anitkabir’e koşarken siz hep hasta oldunuz. Yüreğinizde insan sevgisi, vatan aşkı, vefa, minnet duygusu, bağımsızlık özlemi, vicdan, merhamet tükenmiş, tüketmişsiniz, hastasınız !! Korkmuyoruz !! Kağıt üzerine yazdığınız kararlar, yaptığınız yasalar, verdiğiniz emirler ne olursa olsun; Bir kişi de kalsak, 23 Nisan’ lar da çocuk olup coşmaya, 29 Mayıs’ lar da genç olup gururla koşmaya, 30 Ağustos’lar da Türk olmanın onurunu yaşamaya, 29 Ekim’ ler de ‘’Tam Bağımsızlık’’ diye haykırmaya devam edeceğiz. Her 10 Kasım’lar da, Atamızın huzurunda, açtığı yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürüyecegimize, verdiği emanete sahip çıkacağımıza ant içeceğiz. Varlığımız, sonsuza kadar Türk Varlığı’na armağan olacak. Ne Mutlu Türk’üm Diyene !!
Ebru Oğuhan Yeter