Bel Fıtığından Ameliyat Olmazsam Ne Olur?
Özellikle uzun süreli oturma, ağır kaldırma, kilo fazlalığı ve hareketsiz yaşam gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Hastalar çoğu zaman aynı soruyu sorar: “Bel fıtığından ameliyat olmazsam ne olur?”
Bu sorunun yanıtı, fıtığın şiddetine, sinir üzerindeki baskıya ve hastanın yaşam tarzına göre değişir. Ancak son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, ameliyatlı ve ameliyatsız tedavi süreçlerinin sonuçlarını net bir şekilde ortaya koymuştur.
İlginizi çekebilir: https://www.habergalerisi.com/haber-dar-kanal-lomber-spinal-stenoz-belirtiler-nedenler-ve-guncel-tedavi-yaklasimlari-138277.html
Bel Fıtığı Ameliyatsız Geçer mi?Bel fıtığı tanısı konan hastaların önemli bir bölümü ameliyatsız tedavilerle iyileşebilir. Bu tedaviler; istirahat, ağrı kesiciler, fizik tedavi, egzersiz ve enjeksiyon yöntemlerini içerir. Büyük çaplı bir klinik araştırma olan Spine Patient Outcomes Research Trial (SPORT) çalışmasında, ameliyat olmadan tedavi edilen 478 hasta dört yıl boyunca takip edilmiştir.
Bu çalışmaya göre ameliyatsız tedaviyle bacak ağrısı bir yıl içinde hastaların yüzde 23’ünde, üç yıl içinde ise yüzde 51’inde yeniden ortaya çıkmıştır. Bel ağrısı için ise bu oran bir yılda yüzde 28, üç yılda yüzde 70’tir.
Araştırmada ayrıca sigara içmenin ve eklem hastalıklarının ağrının tekrar etme riskini artırdığı bulunmuştur. Buna karşın ağrısı tamamen geçen hastalarda yeniden ağrı yaşama olasılığı oldukça düşüktür. Özellikle posterolateral tip fıtığı olan hastalarda, yani sinir köküne yandan baskı yapan tiplerde, tekrar riski daha az görülmüştür.
Bu sonuçlar, ameliyatsız tedavinin kısa vadede etkili olabileceğini, ancak uzun dönemde yarıdan fazla hastada ağrının tekrarlayabileceğini göstermektedir.
Ameliyat Sonrası Gerçekten Kalıcı Çözüm mü?Pek çok hasta ameliyatı kalıcı bir çözüm olarak görse de, aynı SPORT araştırmasının cerrahi grubu üzerinde yapılan ikinci analiz farklı bir tablo ortaya koymuştur. Disk cerrahisi (diskektomi) sonrası 589 hastada ağrının tamamen geçtiği saptanmış, ancak uzun dönem takipte yeniden ağrı gelişimi dikkat çekmiştir.
Çalışmada bacak ağrısı bir yılda yüzde 20, üç yılda yüzde 45 oranında tekrar ederken; bel ağrısı bir yılda yüzde 29, üç yılda yüzde 65 oranında geri dönmüştür. Tamamen ağrısı geçen hastalarda risk daha düşük olsa da, sigara içenlerde, depresyonu olanlarda ve eklem hastalıkları bulunanlarda yeniden ağrı gelişimi çok daha sık görülmüştür. Buna karşın ileri yaşta olan ve aktif çalışma hayatına devam eden bireylerde ağrının tekrarlama oranı daha düşüktür.
Bu bulgular, ameliyatın ağrıyı kısa sürede giderebilse de uzun vadede tamamen kalıcı bir çözüm olmadığını ortaya koymaktadır.
Ameliyat Olmazsam Ne Olur?Bel fıtığı her hastada aynı şekilde ilerlemez. Bazı hastalarda disk yalnızca hafifçe dışarı taşmışken, bazı hastalarda sinir köküne ciddi bası olabilir. Hafif ve orta düzeyde fıtıklarda, ameliyatsız tedavi ile iyi sonuçlar alınabilir. Ancak bazı durumlarda ameliyatın ertelenmesi ciddi sonuçlara yol açabilir.
Şu belirtiler varsa cerrahi tedavi düşünülmelidir:
Bacakta güç kaybı veya kas erimesi, İdrar veya dışkı kontrolünde bozulma, İlaçla geçmeyen, şiddetli ve sürekli ağrı, Hissizlik ve refleks kaybı.Bu bulgular sinir dokusunda kalıcı hasar riskine işaret eder. Dolayısıyla her bel fıtığı ameliyat gerektirmese de, bazı hastalarda beklemek sinir hasarına ve kalıcı sakatlığa neden olabilir.
Bel Fıtığı Ameliyatı: Uzun Dönem Sonuçlar ve Etkileyen FaktörlerBel fıtığı ameliyatı sinir köküne baskı yapan disk dokusunun çıkarılmasıyla yapılan etkili bir tedavi yöntemidir. Ancak uzun dönem sonuçlar her hastada aynı değildir. SPORT (Spine Patient Outcomes Research Trial) adlı geniş katılımlı araştırma, bel fıtığı ameliyatı ile ameliyatsız tedavi sonuçlarını 8 yıl boyunca karşılaştırmıştır.
Araştırmaya göre, ameliyat olan hastalar ilk aylarda belirgin biçimde daha hızlı iyileşmiştir. Ağrı, fonksiyon ve yaşam kalitesi puanları ameliyat grubunda daha yüksek bulunmuştur. SF-36 ağrı skorunda 12 puan, Oswestry fonksiyon indeksinde 11 puanlık kalıcı iyileşme saptanmıştır.
Bununla birlikte, uzun dönemde (8 yıl sonunda) ameliyatlı ve ameliyatsız tedavi gören hastalar arasında ağrı ve yaşam kalitesi açısından fark azalmaktadır. Yani zaman içinde, ameliyatsız tedavi gören hastaların bir kısmı da belirgin şekilde düzelmektedir.
Bel fıtığı ameliyatı sonrası başarıyı etkileyen önemli faktörler belirlenmiştir:
· Sigara içmek, depresyon ve eklem hastalıkları sonuçları olumsuz etkiler.
· Diskin kopmuş (sequestre) parçası olan hastalar ameliyattan daha fazla fayda görür.
· Uzun süreli (6 aydan fazla) ağrı yaşayan veya şiddetli bacak ağrısı bulunan hastalarda ameliyatın avantajı belirgindir.
· Aktif yaşam tarzı ve sigara kullanmamak, iyileşmeyi hızlandırır.
Sonuç olarak, bel fıtığı ameliyatı uzun dönemde birçok hastada kalıcı rahatlama sağlar; ancak her hastada zorunlu değildir. Uygun hasta seçimi yapıldığında, cerrahi tedavi ağrıyı hızlı biçimde giderir ve yaşam kalitesini artırır. Fakat sigara, depresyon ve eklem hastalıkları gibi faktörler başarı şansını azaltır. Bu nedenle tedavi kararı kişiye özel verilmelidir.
Bilimsel veriler göstermektedir ki; ameliyatsız tedavi kısa vadede başarılı olsa da üç yıl içinde hastaların yarısından fazlasında ağrı yeniden ortaya çıkabilmektedir. Ameliyat sonrası dönemde de benzer oranlarda ağrı nüksü görülebilir. En iyi sonuçlar, erken tanı, uygun hasta seçimi, sigaradan uzak durma, egzersiz ve kilo kontrolüyle elde edilir.
Bu nedenle “bel fıtığından ameliyat olmazsam ne olur?” sorusunun tek bir yanıtı yoktur. Uygun hastalarda ameliyatsız tedavi güvenli bir seçenektir; ancak sinir baskısı belirginse ve nörolojik kayıplar başlamışsa, ameliyat geciktirilmemelidir.
Bel fıtığında tedavi kararı kişiye özel olmalı; yaşam tarzı, iş durumu, fıtığın tipi ve nörolojik bulgular birlikte değerlendirilmelidir. Düzenli egzersiz, doğru duruş alışkanlıkları ve sigaradan uzak durmak, hem ameliyatsız tedavi sürecinde hem de ameliyat sonrası dönemde en önemli koruyucu faktörlerdir.